Welcome to Our Website

Reisi’nin ölümünde “suikast” iddiaları: Devlet böyle bir kanaate ulaşırsa bile açıklamaz; bu savaş nedeni

Ceren Bala Teke

Siyasi analist Farshid Bagherian, eski iran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan‘ın helikopter kazasında ölümünün ardından ‘suikast’ iddialarını değerlendirdi. Bagherian, “Devletin okuma biçimi farklı, milli güvenlik çerçevesinden konuyu düşünüyor. Farzedin ki bu suikast o zaman birebir misilleme gerekiyor. Bu savaş anlamına geliyor. Ülkeler buna hazır değil. Devlet böyle bir kanaate ulaşırsa bile açıklamaz. Devletin şu anki stratejisi kaza olduğu ve hava koşulları sağlıklı değildi, zincirleme hata olmuştur şeklinde” dedi.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan, geçirdikleri helikopter kazasında hayatını kaybetti.

İran Anayasa’sına göre; cumhurbaşkanının ölümünden 50 gün sonra seçim yapılabiliyor. Geçici olarak Muhammed Muhbir cumhurbaşkanı oldu ancak yapılan açıklamaya göre; İran, 28 Haziran’da sandığa gidecek.

Siyasi analist Farshid Bagherian, eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan’ın helikopter kazasında ölümünün ardından İran’daki genel durumu, olası cumhurbaşkanlığı seçimlerini, suikast ihtimalini ve Reisi’nin ölümünün bölgeyi nasıl etkileyeceğini T24’e değerlendirdi.

“Devlet milli güvenlik çerçevesinde olaya bakıyor”

Sosyal medyada özellikle İranlı kadınların Mahsa Amini fotoğraflarını paylaştığı kutlama videoları yayıldı. Bagherian, konuya ilişkin olarak açıklama yapan devletin, “provakatif” içerik paylaşanların cezalandırılacağını belirttiğini vurgulayarak şunları söyledi:

Herhangi resmi kutlama yok tabii ki. Sosyal medya tabii ki devlete ait değil. Tüm dünyada seçen ve devlet arasında bir çekişme var. Devlet yas ilan etti, yarın Tebriz’den temsili bir cenaze töreni başlayacak. Salı Tebriz’de, Çarşamba Tahran’da olacak. Çarşamba resmi cenaze töreni olacak. Devlet bir an evvel bu işi kapatmak istiyor. Devlet milli güvenlik çerçevesinde olaya bakıyor. Halk içinde tabii ki binbir türlü bakış açısı var. Devlet bir an evvel her şeyin normal ve kontrol altında olduğunu göstermek istiyor.

Memleketin iç meselesi ve günlük meselesi devam ediyor. Haftaya pazartesi her şey normale dönecek bence. Kutlamalar hoşnutsuz olanlar tarafından yapıldı. Devlet, sosyal medyayı yakından takip ettiğini de belirtti. İnfial yaratanlara da ceza kesileceğini açıkladı. Sosyal medyada toplum içinde infial yaratmak, başka yönlere sevk etmek gibi bunların cezası belli. Genelde site veya sayfa kapanır, para cezası söz konusu ve tabii hapis cezası var. Bunu büyük hale de getirebilirler devletin meşruiyeti noktasında.”

“Halk şu anda devlet tarafından açıklama gelmezse sandığa gitmeyebilir”

Reisi ve Emirabdullahiyan’ın ölümünün ardından seçimlerin olup olmayacağına dair yaptığı açıklamada Bagherian, Anayasa’ya göre; 50 gün boyunca seçim yapılamayacağını söyledi. Gerekli atamaların yapıldığının altını çizen siyasi analist Bagherian, konuyu şöyle değerlendirdi:

Anayasa’nın hükmü şöyle; 131. maddeye göre, 50 gün sonrası seçim yapılabilir. Yapılacak anlamına gelmiyor bu. 50 gün içinde birinci aday göreve atanır. Bu atanma yetkisini zaten dini lider verir ki verdi, atandı. İlk kabine toplantısı bile yapıldı. Dışişleri Bakanı yerine zaten kendi muavinlerinden birisi atandı.

Tüm dünyadan mesajlar geliyor bununla muhatap da olunması gerekiyor o yüzden gece yarısı bu atamaların hepsi yapıldı. Sayın Erdoğan, arayıp taziye iletti. Muhatabını biliyor, bu çok önemli. İşler hemen hemen rayına oturdu. Seçimin maliyeti yük, halk şu anda devlet tarafından açıklama gelmezse sandığa gitmeyebilir.

“Farzedin ki bu bir ‘suikast’ o zaman misilleme gerekir; buna hazır değiliz”

“Suikast” iddialarını değerlendiren Bagherian, öne sürülenlerin doğru olması durumunda bunun bir “savaş” nedeni olduğunu ve ülkelerin, bölgenin buna hazır olmadığını belirterek, “Devlet herhangi bir suikast olduğunu yalanlamadı. İlgilenilmedi bu konuyla aslında. Gelen bilgilere itibar edilmedi. Devletin okuma biçimi farklı, milli güvenlik çerçevesinden konuyu düşünüyor. Farzedin ki suikast o zaman birebir misilleme gerekiyor. Bu savaş anlamına geliyor. Ülkeler buna hazır değil.

Devlet böyle bir kanaate ulaşırsa bile bunu açıklamaz. Devletin şu anki stratejisi kaza olduğu ve hava koşulları sağlıklı değildir, zincirleme hata olmuştur şeklinde. Tabii sorular var burada. Neden dört kişi binildi ve neden o hava şartlarında helikopter havalandı gibi.. Ama bunlar devletin soracağı sorular. Devlet şu an böyle bir savaşa girişme ve teşebbüs söz konusu olmadığı için suikast olmadığı yönünde veya varsa da ilgilenmiyor” dedi.

“İsrail’in suikast girişimi yapabilmesi için FETÖ vari örgütlenmeye ihtiyacı var”

Suikast girişimi iddialarında İsrail’in de adının sıkça geçmesine ilişkin olarak, “Burada değiller ve olmaları için FETÖ vari bir yapılanmaya ihtiyaçları var” yorumunu yapan Bagherian, iddiaları şöyle değerlendirdi:

Orta Doğu halkının kanı sıcaktır. Komplo teorisi sever. Bence başka ülkelerin parmağı olabilir. İran’da bir gelenek var. Ne olursa olsun ‘İsrail yaptı’ deniyor ama İsrail bu güce sahip değil. Burada değiller. Olmaları için FETÖ vari bir yapılanma kullanması gerekir. Bir nüfuz elde etmesi gerekiyor ki buraya sızsın. Cumhurbaşkanlığı kurumlarına sızmaları gerekir, bu bir günlük olay değil. Önceden çalışılmalı ki netice versin. İsrail kendini zaten bölgede bir bataklığa saplandı. Başka bir ülke bence. Amerika ise seçimle boğuşuyor. Hatta ertelemeyi düşünüyorlar. Kalkıp böyle bir girişimde bulunamazlar, bu aptallık olur.

“Ülkeler arası husumetten kim faydalanabilir onu düşünmek gerekiyor”

Ülkeler arası husumetten kim faydalanabilir onu düşünmek gerekiyor. Fransa ve İngiltere olması gerekir bence. Ben İngiltereyi daha etkin görüyorum. Uzun bir çalışma neticesinde olması gerekiyor. Yerel kaynakları kullanmadan başka türlü yapamazsınız. Bir kere milli hükümeti devirdi İngiltere. İngiltere bölge hakimiyetinin sürdürülmesi ve sızma girişiminde bulunarak bunu yapıyor. Sömürgecilik vasıtasıyla buraya girdiler ve nüfuz alanı yarattılar. İngiltere, Brexit’ten sonra kendi nüfuz alanını genişletmeye çalıştı ve Amerika ile karşı karşıya geldi. Aralarında bir çekişme var, bir çeşit gizli savaş. Bu savaş bize rahatsızlık veriyor. İngiltere birkaç gün önce ‘İran’ın Devrim Muhafızları Ordusunu terör örgütü olarak adlandırmıyorum. Bizim milli çıkarlarımızla ortaktır’ dedi. Nasıl bir ortaklık olabilir ki?

Dış politika etkilenir mi: Yüklenici rolü üstleniyorlardı

İran’ın bundan sonraki dış politikalarına ve Suudi Arabistan ile kurulan mutabakatın bozulma ihtimaline değinen Bagherian, son kararın her zaman kabineye ait olduğunu belirterek şunları söyledi:

Reisi, yüklenici firma gibi bunları yürüttü. Esas itibarıyla müesses nizam karar verir. Milli Güvenlik Kurulu var, onlar karar verir. Dışişleri Bakanı ve Reisi tamamıyla yüklenici rolü oynuyorlardı. Bir sonraki kişi de katılacak. Burada tamamıyla konsey kararı işliyor. Suudi Arabistan meselesi Çin’in arabulucu vasıtasıyla yapıldı mesela. Reisi gitmedi, Milli Güvenlik Kurulu’ndan birisi gitti. Reisi’nin kabinesine bile verilmedi. Suudi Arabistan meselesi sadece onun dönemine denk geldi. Dış politikada rota bellidir ve doğuya bakıştır Bunlar temel makro politikalardır. Mikro olarak bazı şeyler olabilir ama makro olarak Reisi ve Dışişleri Bakanının çok etkisi yoktu zaten. Değişiklik olmaz.”

“Bu suikast ise yapan Avrupalıdır; diğer Orta Doğu ülkeleri de düşünmeli”

“Orta Doğu nasıl etkilenir” sorusunu ise siyasi analist Bagherian, şöyle yanıtladı:

Bölgeyi etkiler. Slovakya Başbakanının suikastı, Reisi’nin ekibiyle hayatını kaybetmesi ve buna suikast olarak bakılması… Avrupalı özellikle buna suikast olarak bakar çünkü oradaki medya gücü de farklı. Reuters’dan alınır genelde haber, Reuters ne diyorsa o gibi aslında. Orta Doğu yeniden şekilleniyor. Amerika bu ifadeyi farklı kullanıyor.

‘Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılması’ yani sınırların değişmesi ve BOP projesi de temelinde yeni sınırların çizilmesi. Her ülke kendi kaderine kendisi karar verebilir. Orta Doğu ülkeleri olarak biz sınırlarımızı kendi aramızda çizmeliyiz. Reisi’nin bıraktığı bir etki var. Yapıcı ve sorumluluk taşıyan mesajlar var. Cumhurbaşkanını kaybettik ama iki komşu kazandık biz mesela. Bu suikast olsa bunu yapan Avrupalı bir ülkedir. Bu İran’da olduysa başka Orta Doğu ülkelerinin de bunu düşünmesi gerekir.

“Orta Doğu kendi kaderini çizmeli”

Husumet alanları ortadan kalkmalı artık, Orta Doğu kendi kaderini kendi çizmeli. Ülkeler kendi yetiştirdikleri kişilerin kıymetini bilmeli. Cumhurbaşkanının yetişmesi kolay değil. Kaybedince yerine koyulamayabilir… İç-dış politika sekteye uğrar.

Bence dezenformasyona mahal vermemek gerekiyor. Her şey açık şeffaf çözülmeli. Nasıl Azerbaycan ve Türkiye yardıma geldiyse işte böyle olmalı. Bu iş birliği devam etmeli ve bence edecek. Ancak ortak kaderimizle kendimizi kurtarabiliriz. Burayı sel basarsa sanki İran sınırını da geçmeyecek mi? Bunu benimseyip ortak kadere odaklanmamız gerekiyor. Nasıl AB bütün halindeyse biz de bu bölgede böyle hareket etmeliyiz. Dolayısıyla bu görev de medyaya ve araştırmacılara düşer.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir